Thursday, March 12, 2015

Modern Zamanlar


Endüstri Devrimi ile birlikte özellikle teknolojik alanındaki gelişmeler iktisadi ve toplumsal koşulların değişmesine, yoğun bir biçimde kentleşme ve yeni toplumsal sınıfların çıkmasına neden olmuştu. Makineleşme ve mekanik alandaki gelişmeler fabrikaların yaygınlaşması ve kırsal kesimden kente doğru göç yeni bir sınıfa yani işçi sınıfının ortaya çıkmasını sağlar. Fakat üretimdeki devasa artış aynı zamanda bu sınıfın yaşam koşullarını olumsuz olarak etkilemesine neden olduğunu bilmekteyiz. Yine aynı şekilde teknolojik gelişmeler ile birlikte 19. yüzyılda ortaya çıkan ve 20. yüzyılda daha fazla gelişen bir sanat dalı olan sinema da sanatın diğer dalları gibi döneminin toplumsal koşullarından etkilenmiş ve yönetmenler toplumsal bir güç ve anlatım için bir araç olarak gördüğü filmlerinde bunu yansıttılar. Sinemanın en orijinal isimlerinde biri olan Charlie Chaplin'in Modern Zamanlar adlı filminde döneminin koşullarını kendi bakış açısıyla hiciv ettiği önemli bir film çekmiştir.20. yüzyılda Makineleşmenin daha hızlı bir biçimde yoğunlaşması, bu çok hızlı değişim ve monoton bir şekilde sürekli olarak tekrarlanması ve makinelerin hızla bir biçimde insan hayatına girmesi ile bunun yarattığı psikolojik tahribat filmde en çok vurgulanan temadır. Modern kapitalizme karşı bir hiciv yapılan bu filmde ilk sahne önce koyunların geçişinin metrodan çıkan insan sürülerine benzetmesi Endüstrileşme ve dolayısı ile kapitalizmin biz insanları ne olarak gördüğüne dair bir gönderme yapılmış. Chaplin’in oynadığı işçi karakteri ve fabrika bildiğimiz üzere bugünde hemen yanı düzene sahip olan bir fabrika sistemini anlatıyor. Bildiğimiz üzere fabrikanın bir sahibi yani patron ve onlara yüksek kar getirmesi için yoğun tempoda çalışan işçi sınıfı ve onları gözetleyip uyaran ve patronun emirlerini yerine getirmeye çalışan denetmen görevliler yer alır. Yüksek üretiminin getireceği yüksek kazanç anlamına gelmesi işçilerin daha çok çalışması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla patronlarına daha çok kar getirmesi için çalışan işçiler gösterilirken patronun puzzle yapması patron sınıfına ufak bir gönderme yapmaktadır. İşçi sınıfı onlar için hiçbir anlam ifade etmemekte sadece sistemin çarkları içinde ufak dişliler şeklinde sürekli olarak işlemektedir. Makinelerin insanların yararı için geliştirilmesi, teknolojik anlamda önemli iken zamanla İnsan makinelerin esiri olmaktadır. Dolayısı ile İnsanlar makinelerin efendisi iken artık makineler pozisyon değiştirerek kendisini var eden insanın efendisi olmuşlardır. Fabrika içindeki beraber çalıştıkları aletler gibi zamanla " Makineleşen " insanlarda monotonlaşmakta, bir an için bir birey olduklarını hatırlaması, bu yüksek rant için önemli bir tehlike oluşmasına neden olabileceği için, İşçilerin kamera veya benzeri bir aygıtla gözlemlenmesi sistemin devamı için önemlidir. Chaplin’in ufak bir sigara molası vermesi ve mekândan ayrılması üzerine patron Chaplin'in sigara içtiği mekânda belirerek ona işine tekrar geri dönmesini söylemesine neden olur, bu sahne bana aynı zamanda İngiltere'de işçi kesiminin kötü yaşam koşullarını betimleyen Jack London'ın Uçurum İnsanları adlı romanındaki işçilerin dinlenmesinin yasak olduğu ve işçilerin dinlenip uyumamalarını engelleyen görevlileri hatırlattı. Kapitalist sistem teknolojik devrimi gözetleme veya kamera mekanizmasında oluğu gibi kendi çıkarı için kullanır.
Teknolojik gelişmelerin çok çabuk değişimlere yol açtığı filmde Chaplin makinelerin hızına ayak uyduramasına rağmen fabrikadaki sistem çok hızlı bir şekilde işler.19.yüzyılın ikinci yarısından itibaren başlayan Teknolojik gelişmeler 20. yüzyılda da devam etmektedir, hızla gelişen teknoloji yeni icatları toplumun hizmetine sunmakta ve toplumun bu hıza ayak uyduramayarak bocalaması filmde sıkça hiciv edilir. Patronun büyük bir olasılıkla işçilerin yemek yeme molasından tasarruf etmek için kullanmak istemediği yemek yedirme makinesi buna örnek olarak verilebilir. Aygıtın önceleri pratik ve kullanışlı bir mekanizma olarak çalışması daha sonraları Chaplin’i de kontrol ederek makinenin hızına yetişememesi, kullanışlı ve pratik olmadığı anlaşılması üzerine terk edilmiştir. Düzene ayak uydurmakta zorlanan, çok monoton ve sürekli olarak tekrarlanmakta olan fabrikadaki düzenin artık kaldıramayacağı düzene gelmesi İşçi rolündeki Chaplin'in psikolojisinin bozulmasına yol açmasına ve akıl hastanesine yatırılmasına sebep olur. Chaplin’in hastaneden çıkışı ve kamyonun arkasından yürüyerek iade etmeye çalıştığı kırmızı bayraklı sahne dönemin siyasi ve toplumsal olaylarına bir göndermedir. Proletarya’nın kapitalizme karşı bir silahı olan grev sınıf savaşlarında pek sık kullanılan bir yöntemdir ve işçi sınıfı bu silahı etkili bir biçimde kullandığında Kapitalist sistemi sekteye uğrattığını tarihten ve günümüzden de bilmekteyiz. Filmdeki işçi kesiminin kötü çalışma koşullarının gösterilmesinin ardından işçilerin örgütlenerek haklarını korumak için düzenlediği yürüyüşle devam eder. Fakat bu yürüyüş fabrikalardaki denetmen elemanlarının işçileri uyarıp eski düzenin tekrar devam etmesini ve bozulmamasını amaçladığı gibi bu sefer polis veya güvenlik güçleri olaya el koyar. Endüstri devrimi ile başlayan sınıf savaşlarının burada var olduğunu ve devam ettiğini görmekteyiz burada mücadele edenler işçi sınıfı ve kapitalist sermayenin bir çatışması olarak devam eder. Toplumsal düzenin sağlanması ise tekrardan kalabalığın dağılması ve traji-komik bir biçimde lideri olduğunu düşündükleri Chaplin'in ceza almasına yol açar. Kanunlar toplumu yöneten sınıf tarafından yazılır ve uygulanır ve diğer sınıflarında buna uyması beklenir, uymayanlar cezalandırılır ve düzen aynı şekilde devam eder. Daha sonraki sahnelerde ortaya çıkacak ve Chaplin'in kız arkadaşı olan filmin bir diğer oyuncusu Paullette Goddard'da Chaplin gibi Toplumsal sınıfın en altında kalan kişilerden biridir ve hayatını devam ettirmek için hırsızlık yapar. Kentlerdeki toplumsal yığılmaların bir ürünü olan işsizlik sanayileşme ve kapitalizmin bir diğer acı yüzüdür. Yoğun biçimdeki sanayileşme ve kırsal kesimde yaşayan insanın ekonomik ve sosyal nedenlerle Kentlere doğru göç etmesi hızlı, sancılı ve çarpık bir düzeni var eder. Toplumdaki ekonomik döngü içinde yer alamadığı için dolayısı ile işçi sınıfından daha kötü şartlara sahiplerdir. Babasının işsiz olması ve evdeki evin diğer üyeleri hayatta kalabilmek için hırsızlığa başvuran kimsesiz kız rolündeki Paullette Goddard, Kapitalist toplum içindeki en alt tabakanın yaşam koşullarını betimler. Filmde gösterilen bir diğer sosyal sınıf ise orta kesim betimlemesidir. Chaplin’in ve P. Goddard'ın çeşitli vesilelerden sonra tanışması ve bir ikon haline gelen eşini işe uğurlayan eş modeli, bahçeli bir eve sahip ve mutlu bir görüntü çizen orta kesim diye adlandırabileceğimiz yaşam modeline sahip olmak istemeleridir. Hızlı ve çabuk bir şekilde oluşan kentleşme barınma sorununu da beraberinde getirmiştir. Çiftin arzusu belki de alt tabakadan bir üst tabakaya geçerek bir ev sahibi olmak arzusudur. Chaplin’in bir gece bekçisi olarak iş bulması ile devam eden filmde, Şehirleşme ile Kentlerde ortaya çıkan yeni bir mekân olan Süpermarketi gösterir. Süpermarketin her bir katı farklı alanlardaki tüketim maddelerinin sergilendiği yemek reyonundan, oyuncaklara, elbiselerden daha birçok tüketim maddesinin satıldığı, Modern Endüstriyel Kapitalizmin simgelerinden biridir.

Dikkatimi çeken bir diğer sahnede Metruk eve taşınma sahnesidir. Paullette Goddard'ın bulduğu bu ev, alt tabakanın o dönemde barınma şartlarını temsil eden ufak bir barınma yeridir. Eşyalar kırık, dökük ve ev kullanılamaz bir vaziyette olmakla beraber yemek sırasında ekmeğin kalın kesilerek doyulmaya çalışılması yine proletarya’nın hayat şartlarını betimler. Önceki çalıştığı fabrikadaki işe benzer bir iş bulan Chaplin, tekrar makineleşmenin ve makinelere ayak uydurmakta çok güçlük çeker ve sonunda ustası " Sistemin çarkları " altında kalır. Bu Fabrikadaki düzende önceki çalıştığı yerin arasında pek fark yoktur. Çarkların altında kalan usta verilen yemek molasını aksatmaz ve çarklıların arasından Chaplin'in yardımı ile yemeğini yer ve daha sonra kurtulur. Tekrar Grev ve ardından gelen Polis müdahalesi Sistemin bir döngüsüdür, İktisadi ve Sosyal çatışmaları temsil eder. Başka bir iş sektöründe şanslarını deneyen çift kısmi başarıdan sonra kızın peşine düşen devlet yetkililerinin takibi sonunda baltalanır. Fakat filmin sonundaki mesaj çarpıcıdır." Eğer Uygarlık insana bundan başka bir şey veremiyorsa, o zaman geri dönüş, kaçınılmazdır. "

No comments:

Post a Comment